Her koltuğun sorumluluğu ve görevi bellidir, uygulanması gereken yöntemler de bellidir. Olması gerekenden fazlasını, sadece kendi ideolojilerini abartarak uygulayanlar, bir sonraki yöneticinin işini de zora sokarlar.
Koltuklu görevlere yüzlerce talip pek olmuyor. Birçok konuda işler daha önceleri yapılmamışsa bir sebebi vardır. Neden yapılmamış veya yapamamışlar bir incelemek lazım.
Birçok kişi şahsi menfaati, birçoğu da maddi menfaatler için taleplerde bulunur. İstekleri yapılamayanların ne rüzgar estireceği ise hiç belli olmaz. Koltukta gözü olanların da ne rüzgar ettireceği belli olmaz.
Bazen tuzaklar kurarlar, yanlış işler yapılmasına ön ayak olurlar ve sonra şikayet rüzgarı ile yedek koltuk sevdalısının rüzgarı koltuktakini uçuruverir.
Bazen şikayetler ve çirkeflikler ile koltuktaki yıldırılmaya çalışır, müfettişlerin incelemesinden geçenler olur, haklı olan kalır, haksız olanı sert rüzgar koltuktan kaldırır.
Bazen haklı olanlara uygulanan algı rüzgarı, istifa ile sonuçlanabilir.
Koltuğa sıkıca sarılıp, kalkmak istemeyen, yeni koltuklar isteyip tekrar tekrar yenilsede oturmak isteyenlere değişim rüzgarları eser.
Hırs ve yüksek ego ile, yanlız karar veren, diklenen, kendisine uymayan kişiler ile didişen, çalışanlarının özel hayatlarına bile müdahale eden koltuktakine, seçimde rüzgar tatlı tatlı eser, özgüveni de olsa, sandık rüzgarı koltuğu altından uçuruverir.
Halktan biri, oluşumlardaki sistemi bilen biri, kimseye üstten bakmayan, istekleri doğru değerlendirip olması gerekeni yapan, koltuk hırsı ile değil, gönülden hizmet eden koltuktaki hakkında, kusuru yoksa bil, asılsız birçok sözlü rüzgar olur.
Rüzgar bu bir sağdan bir soldan, bir önden bir arkadan eser, koltuğun rüzgarı hiç bitmez.