Biga Ziraat Odasi Baskani M.Güray Ergün, Casa Grande Otel'de düzenledigi basin toplantisinda Tarim Sektöründe yasanan son gelismeler ve çiftçimize etkileri konulu açiklamalarda bulundu.Baskan Ergün,"Bilindigi gibi tarim stratejik bir sektördür. Alternatifi yoktur" dedi.
Baskan M. Güray Ergün buradaki açiklamasina iki ay önce vefat eden Gazeteci Ferit KAVAS'i anarak basladi.Ferit abi'yi anarak baslayalim.Ferit abiyle beraber çok çalisiyorduk.Çalismalarimizda hep yanimizda oluyordu kendisini çok ariyoruz.Allah rahmet eylesin.Mekani cennet olsun dedi.
"TARIM STRATEJIK BIR SEKTÖRDÜR,ALTERNATIFI YOKTUR"
Bilindigi gibi tarim stratejik bir sektördür, alternatifi yoktur, yasamimiz beslenmeye ve tarima baglidir, bu bagin ne denli güçlü oldugunu dünyanin içinden geçtigi pandemi, savas ortami ve bunlarin dogurdugu gida enflasyonu bize aci bir sekilde göstermektedir. Bu yüzden tüm ülkeler tarimini desteklemekte, çiftçilerinin üretimde kalmalari için çaba harcamaktadir. Kisacasi tarimi ve çiftçilerimizi desteklemek çogu kisinin yanlis bildigi üzere yardim etmek degil, halkimizin karnini doyurmak için yapilan zorunlu bir uygulamadir. Sözlerime baslarken bunu özellikle vurgulamak istedim.
Bildiginiz gibi hayvancilik sektörünün lokomotif ürünü süttür, Büyükbas hayvanciligin ayakta kalabilmesi ve kirmizi et üretiminde sikinti yasanmamasi ancak sütün istikrarli ve güvenceli bir pazara sahip olmasiyla mümkündür. 2008 yilinin süt hayvanciligi için ne kadar kötü bir yil oldugunu sik sik hatirlatiyoruz. Zira yem fiyatlari anormal sekilde artmis, süt fiyatlari dibe vurmus, üreticiler damizliklarini kestirmis, tüm bunlarin sonucunda et fiyatlarida zirve yapmisti. Ardindan ithalat kapilari önce aralanmis, sonra da ardina kadar açilmisti. Bu krizin ülkemize sadece ithalat maliyeti 9 milyar dolari bulmustur. Bu gün de ayni tablonun daha agiriyla karsi karsiyayiz; zira yemin çuvali 300 TL’ yi geçti, süt yem paritesi birin altinda; yani 1 litre süt ile 1 kilo yem dahi alamiyoruz. Bu oranin en az 1,3 olmasi gerek, kisacasi süt fiyatimizin en az 7 Lira 80 kurus olmasi gerekiyor. Ancak verilecegi açiklanan 1 liralik destekle ve geçtigimiz günlerde açiklanan son fiyatla birlikte çig süt fiyati 6 lira 70 Kurus olarak ödenecek. Bu fiyat beklentimizin çok altinda. Dilegimiz en kisa zamanda fiyat revize edilerek artirilmasidir. Ayrica Mart ayindan baslayarak verilecegi açiklanan litre basina 1 liralik destek gecikmeksizin ve her ay sonu ödenmelidir. Aylar sonra ödenecek destek su an acil nakit ihtiyaci olan üreticimize hiç bir fayda saglamayacaktir. Zira su an üreticilerimiz, basta yem olmak üzere girdi maliyetlerini karsilayabilmek için her ay hayvanlarini kestirerek veya satmak zorunda kalarak hizla sektörden çikmaktadir. Defalarca uyardik, yine uyariyoruz “Bugün üreticilerimizden esirgenen desteklerin çok daha fazlasini yarin ithalatla dis ülkelerin üreticilerine vermek zorunda kalacagiz. Milyarlarca dolar harcanarak olusturulan damizliklarin kesime verilmemesi, üretimi artirmak için verilen milyarlarca liralik desteklerin bosa gitmemesi, 2008 yilinda yasanan krizin tekrar yasanmamasi için, uyarilarimiza kulak verilmelidir. Toplantimizin Çig süt fiyatlari ile ilgili bu kismina son vermeden önce sizlerle ilginç bir veri paylasmak istiyorum. Su anda tarihimizde ilk defa süt veren büyükbas bir hayvani bir ögün beslemenin maliyeti orta halli normal bir bireyi beslemenin maliyetini geçmis durumda; Bakiniz normal süt veren bir hayvan bir ögünde 10 kg yem, 10 kg silaj, 3 kg arpa ezmesi, yeterince saman ya da kuru ot yediginde bunun üreticiye maliyeti 100 TL’ yi buluyor. Biga’ da ortalama bir birey ortalama bir lokantaya gitse Köftesi, çorbasi, tatlisi, salata ve içecegini yese bu rakama ulasamiyor. Kisacasi artik ülkemizde süt hayvani beslemek insan beslemek daha masrafli hale geldi. Bu bizim masraflarimizin ne denli arttigini göstermesi açisindan çok çarpici bir veri.
"GÜBRE FIYATLARINDAKI DALGALANMA KORKUTUCU BOYUTLARA VARMISTIR"
Gübre fiyatlarinda son günlerde yasanan dalgalanmalar ise korkutucu boyutlara varmistir; Konu ile ilgili 18 EKIM 2021 tarihinde yani 5 ay önce basin toplantisi yaparak uyarilarimizi yapmistik, o günden bu güne yani 5 ayda tarimsal üretimde önemli bir girdi kalemi olarak öne çikan ve çiftçinin en çok kullandigi gübre çesitlerinin fiyatini sizinle paylasmak istiyorum;
-5 ay önce çuvali 435 TL olan ÜRE gübresi %72 lik artisla bugün 750 TL ,
-220 TL olan amonyum sülfat (Seker Gübresi) fiyatlarinin ise yüzde 93’ lük bir artisla simdilerde 425 TL seviyesine,
-Daha çok tabana atilan DAP gübresinin ise yüzde 133 lük bir fiyat artisiyla çuvali 300 TL’ den 700 TL’ye çikmistir,
-Yine bir baska taban gübresi olan 3-15’ te ise korkunç fiyat artislari yasanmis, 5 ay önce 195 TL civarinda olan fiyatlar % 270 oraninda artarak 525 TL’ye kadar dayanmistir.
-20-20 taban gübresinde de tablo çok farkli degildir; 5 ay önce 190 TL’lik fiyatin % 250 oraninda artisla 475 TL’ ye çiktigini görmekteyiz.
Hepinizin bildigi gibi sürmeden biçmeye, ekimden sulamaya kadar her türlü tarla isleme faaliyetimizde yogun biçimde mazot kullanmaktayiz, sadece dün mazota gelen yaklasik 2 TL’ lik zamla mazotun litresi 20 TL’ yi geçti. Yazlik mahsullerin ekim döneminin daha basindayiz. Bir kaç ay sonra ise güzlüklerin biçimi baslayacak, arkadan ikinci ürünler devreye girecek. Bu sartlar altinda arazi isleme faaliyetlerimizi yerine getirmemizin maliyeti giderek artiyor. Ürün fiyatlarinin ise bu maliyetleri karsilayip karsilamayacagini bilemiyoruz. Karsimizda büyük bir belirsizlik ve maliyet baskisi var. Bu belirsizlikleri gidermek adina Tarim Kredi Kooperatifleri’ nin bir an önce devreye girerek üreticimize uygun fiyat ve vadede mazot satisina baslamasi gerekmektedir. Bunun yanisira tarimsal amaçli kullanilan mazottan alinan KDV ve ÖTV’ nin bir an önce düsürülerek üreticilerimize bu zor günlerde bir nebze olsun destek olunmasi gerekmektedir.
Dünya ve ülke tarimimizi ayakta tutan küçük aile isletmeleridir. Aile isletmesindekiler hayvaniyla, topragiyla bir aidiyet duygusu yasar, o kültürü nesilden nesile tasir. Bu birikimi, bu deneyimi kitaplardan ögrenemezsiniz. O nedenle Birlesmis Milletler dahi 2014 yilini “Uluslararasi Aile Tarimi Yili” kisacasi “Aile Çiftçiligi Yili” ilan etmisti. Yeryüzünde tarimi gelismis hiç bir ülkede tarim yapan “Küçük Aile Isletmeleri” piyasanin acimasiz çarklarina mahkûm edilmemistir. Bu ülkelerde devlet her zaman Aile isletmeleri lehine pozitif bir ayrimcilik yapmaktadir. Çünkü bilinmektedir ki, “Tarim” ve “Aile Isletmeciligi” demek yerinde istihdam ve sehirlere göçün önlenmesi’ demektir. Sürdürülebilir tarimin vazgeçilmez temel tasi olan aile isletmeciliginde Türkiye’nin de kendi özgün modelini kurmasi ve desteklemesi gerekiyor. Sadece Sirketlesme ile sürdürülebilir tarim yapmak imkansiz.
Pandemi, savas ortami ve bunlarin Dünya genelinde yarattigi enflasyonist ortam bize çok büyük dersler verdi. Paraniz da olsa gücünüzü üretimden alamiyorsaniz her türlü dayatmalara ve baskilara boyun egmek zorunda kalabilirsiniz. Özellikle olaganüstü dönemlerde istediginiz fiyatlarla degil dayatilan fiyatlarla ürün almak zorunda kalir, vatandasimizin ihtiyacini ancak öyle karsilayabilirsiniz. Bu bilincin farkinda olan odamiz bu zor günlerde elinden geldigince üyelerimizi desteklemektedir. Döviz artisindan kaynaklanan fiyat karmasalarinin yasandigi ve kimsenin mal satmaktan çekindigi hatta sakladigi dönemlerde her türlü riski alarak uygun fiyatli mal satisina devam edip çiftçimizin zirai ilaç, tohum, sulama alet ekipmani ve gübre ihtiyacini karsilamaya devam ettik, ediyoruz. Finansal gücümüzü kullanarak ve önceden yaptigi tedariklerle çiftçimizin üretimde kalmasinda en büyük destekçi olduk. Yasanan bu olagan üstü ortamlarda Ankara’ da yogun ziyaretler yaparak sesimizi Ziraat Odalari Birligimiz basta olmak üzere milletvekillerimize, bakanlarimiza ve bürokratlarimiza duyurmaya çalistik, bun da da basarili oldugumuzu düsünüyorum. Bu noktada bizlere her türlü destegi vererek her daim yanimizda olan Türkiya Ziraat Odalari Birligi Genel Baskani Sayin Semsi Bayraktar’a iktidarindan muhalefetine tüm vekil ve bürokratlarimiza tesekkür ediyorum.
Sözlerime burada son verirken Dünyanin en pahali girdileri ile tarim yapmak zorunda olan çiftçimizin karsilastigi zorluklarin giderek agirlastigini bir kere daha vurgulamak istiyorum. Geçmiste bir çok kez kamuoyuyla paylastigimiz ancak dikkate alinmayan uyarilarimiz umarim bu kez dikkate alinir ve gelecek nesiller için çiftçimizin üretimde kalmasi adina gerekli çalismalara vakit geçirilmeden baslanir..
Soru-Cevap kisminda gelen sorularin sonunda açiklamasini su ifadelerle bitirdi.
"ÇIFTÇI ÜRETIMDEN KAÇIYOR"
Su andaki kosullarla devam edersek, 2022 yili, 2021 yilindan daha kötü olacak. Ben felaket tellalligi yapmak istemiyorum. Ama çiftçi üretimden kaçiyor. 5 bin lira kazanacagini bilen misirci, gübre alamadigi için avans gübre veren firmaya gidiyor. Çiftçi demek ki, gübre, mazot alamayacak durumda. Elektrik parasini üretim sezonudan bizden talep etmezlerse o elektrigi biz kullanamayacagiz. Insanlari kötümser hale sokmak istemiyorum ama bu ülkede hiç gübre atilmadan bugday ekildi. Sapsari bugdaylari görüyoruz. Vicdanim sizliyor benim. Kirsali hareketlendirmek gerekiyor. Mesela kirsalda yasayan üreticilerin bagkurlarinin tamamini ya da bir kismini devlet ödeyebilir. Köylü kesimi ile üreten çiftçileri ayirmak gerekiyor.
Toplantiya; Biga Ziraat Odasi Meclis Baskani Taner KÖMÜRCÜ,Baskan Yardimcisi Fahri TEKIN,Yönetim Kurulu Üyesi Murat CEYLAN ve Oda Sekreteri Arif ÖDÜL katilim sagladi.
1
2
3
4
